1 döküntü

Serinlik vurdu korulara, canlandı serçelerim;
Sen mavi bir tilkiydin, binmiştin mavi ata,
Ben belki dün ölmüştüm, belki de geçen hafta.

Sen bana çok güzeldin, senin ayakların da.
Ülkü Tamer

ben iyi bir insan olmaya çalışıyorum.
olmam gereken insan olmak için çabalıyorum.
inkar ettiğim 'ben'i bulmak için uğraşıyorum.
annemi buldum ben
aptallık ediyorum
yaradanım yardım et!..

Hiç Yaşanmamış Olan

2 döküntü

dudaklarımın tenine her ziyaretinde benliğimden bir parça onun oluyor sanki.yavaş yavaş uzanıyorum ona düşüncelerimle.tek düşünebildiğim şey içimdeki sonsuzluğu haline geliyor.zihnim ona kendini teslim ettikçe daha çok öpüyorum onu.öptükçe körüklüyorum içimdeki bu arzuyu.sonsuz bir paradoks sanki bu.dudaklarım vücudunun her bir noktasında geziniyor.teni dünyadaki hiçbir kadının tenine benzemiyor.hiçbirini tatmasam da bundan sonuna kadar eminim.çünkü O,dünyadaki herhangi biri değil.çünkü dünyadaki başka hiçbir kadına ona beslediğim duyguları beslemiyorum.onun vücuduma dokunuşu,beni öpmesi o kadar gerçek ve doğaüstü bir duygu ki...dudaklarımız,birbirimize olan aşkımızı anlatmaya yarayan ilkel birer araç sadece.asıl olan aşkın verdiği bütün olma duygusu.benliğim yitiyor.o kadar muazzam bir duygu ki...ben tam olarak ben olmuyorum o an.o da kendisi değil o noktadan sonra.kişiliklerimiz,benliklerimiz,tenlerimiz,kokularımız ortak bir bütün haline geliyor.bir oluyoruz.tek bilinç haline geliyoruz.onun vücudu nerede bitiyor,benim benliğim nerede başlıyor,bu dudaklar,bu eller hangimizin?aşkın dansı haline geliyor bu noktadan sonraki oyun.
sevişmek...aşkı hissederek,her bir hücrene kadar duyumsayarak karşı tarafı.çok farklı bir durum cinselliği aşk vesilesiyle yaşamak.aşkın doğasında olan bu duyguyu,aşkla,onun paylaşımı için kullanmak.bir ihtiyaç olarak tanımlanan bu duyguyu,araç haline getirmek...

tri lay lay lom

6 döküntü

ben seni her gördüğümde evde duvarları yumruklamak zorunda mıyım? ya da her seferinde aynı köşebaşında karşılaşmak zorunda mıyız? haa diyeceksin ki bu sefer ağlamadın.sadece bir iki yumruk savurdun duvarlara o kadar.bu büyük bir gelişmedir diyeceksin.deme yavrucum.deme güzelim.karşılaşmayalım.gerekirse tüm geçmişinle fiilen yok ol bu dünyadan.yeter ki karşılaşmayalım.ne bileyim Yeni Zellanda'ya taşınabilirsin mesela.ömrümün sonuna kadar oraya adım atmayacağıma dair yemin ederim bak git yerleş Yeni Zellanda'ya.şahane fikir.yeter ki çıkma karşıma.tek bir isteğim var yeter ki görmiyeyim seni artık.
çünkü..çünkü çok güzelsin be güzelim.çok çok güzelsin.çünkü seni her gördüğümde seni bırakıp gitmekle ne kadar büyük bir aptallık yapmışım diye düşünüyorum.ayrılmakla doğru yaptığımı mantığım biliyor ama böyle de bir güzellik kaçar mıydı be koca aptal diye kendime kızmadan da edemiyorum.evet sen benim için doğru kadın değildim.hiçbir zaman da olamayacaktın.ileride güzelliğin geçince beni çeken hiçbir tarafın kalmayacaktı.hiçbir ortak noktamız,bir paylaşım alanımız yoktu.yoktu yoktu yoktu!.
ama..ama çok güzelsin be güzelim.çok güzelsin be bitanem..yüzünün inanılmaz hatları,saçlarının Allah vergisi,doğal eşsizliği ve vücudunun o bir daha kimsede görebileceğimi sanmadığım muazzam kıvrım ve ölçüleri..(çok fazla betimleme de yapmak istemiyorum yeter bu kadar.çünkü onu bu kadar kısa bir yazıda betimlemeye kalkmak,yaradana yapılmış bir haksızlık olur)

öff sıkıldım.kafam dağıldı.iyiki ayrıldım lan senden.manyağın tekiydin.hiçbir boktan anlamaz,herşeyden çok anlarmış gibi vır vır konuşurdun boş boş.o kadar aptalca triplerin vardı ki seni gerçekten boğasım geliyordu.gerçekten ama.sakin adamımdır.insancıl adamımdır.sabırlı adamımdır.bana bile cinayet işlemeyi düşündürtebilecek kadar psikopattın.gerçek bir ruh hastasıydın.örnek vermeyeceğim ama benden istediğin şeyler o kadar saçmaydı ki,şaka olup olmadıklarından emin olabilmem için aradan birkaç saatin geçmesi gerekiyordu.oturup kalkmasını,nerede nasıl davranılacağını,nerde ne söylenip ne söylenilmemesi gerektiğini,hiçbirini zerre bilmezdin.patavatsızın tekiydin.tam bir dangalaktın.dar görüşlüydün.at gözlüklerinle gezerdin.annem babam dahil herkesten kıskanırdın beni.manyaklık derecesinde kıskançtın.yaptığım birşey için benim saatlerce ağzıma sıçar,sonra gider farkında olmadan aynı şeyi kendin yapardın.ardından da utanmadan konuyu geçiştirmeye çalışırdın.senin yüzünden güzel ülkemin koskoca bir coğrafi bölgesinden soğudum ben be!oh be! iyiki ayrılmışım lan senden!

yalnız yazıya nasıl başlamıştım,nasıl bitirdim.ben de anlamadım niye böyle oldu.ama iyi de oldu valla.normalde insanlara nefret kusmayı asla beceremeyen bir insanım.ama kusunca rahatlıyormuşum.şu an pırıl pırılım.gökyüzü falan bir değişik parlıyor,güneş daha bir ışıl ışıl sanki...