Döküntüler | 2

0 döküntü

-bu aralar dengesiz bir ruh hali içerisindeyim.genelde sadece çevremdekileri izliyorum.dışa vurdukları yaşamlarından,iç reaksiyonlarını çözmeye çalışıyorum.aynı benim düşündüğüm gibi onlar da düşünebiliyor ne bileyim herkes kendi içerisinde bir üretim sürecinde hayata bir şekilde tutunmaya çalışıyor.'varolma' çabasında herkes.yaşamda yer alabilmek için sonsuz bir çabada.işte insanların bu çabalama olayını izlemek benim çok ilgimi çekiyor bu aralar.bunun sebebini kendim de bilmiyorum ama hoşuma gidiyor işte.arada da 'çok içten' kahkaha atıyorum ve bu beni çok mutlu ediyor.insan büyüdükçe içten,katıla katıla,şöyle karnı ağrıyana kadar gülmesi daha bi zor hale geliyormuş.bir de beni çok mutlu eden şey gökyüzünü seyretmek bu aralar.kayboluyorum içinde beni sarıp sarmalıyor,sonsuzluk duygusu kaplıyor bedenimi.dostlarım var beni huzurlu kılan.yanımda olduklarını bilmek herşeye değer.kendimi hayatın akışına çok kaptırdığım zamanlar da oluyor.işte o zaman izlenen insan ben oluyorum,roller değişiyor.bunu farkeder etmez de geri çekiyorum hemen kendimi.yine kendi dünyama dönüyorum.umarım dünyamdan çok kopmamayı başarabilirim çünkü en huzurlu olduğum anlar kendimle başbaşa olduğum anlar.çok megoloman görünmüyorumdur umarım..(ummak ne acayip kelimeymiş bu arada)
kul nesimi kısaca özetlemiş aslında durumu sağolsun.
'gah çıkarım gökyüzüne seyrederim alemi,gah inerim yeryüzüne seyreder alem beni'..
insan çok acayip bi varlık.her açıdan..

Döküntüler | 1

5 döküntü

-Ben buketten ayrıldım.sonra ben yazı yazamadım.yazmaktan ayrı kaldığım sürede yaşadıklarımı düşünüyorum da;artık hiçbirşeyi düşünemediğimi düşünmeme sebep oluyor bu düşünme teranesi (paradoksa gel).
-buraya yazdıklarım kendime anlattıklarım aslında.bir nevi iç dökümü bir nevi boşalma falan feşmekan.içimin artık boşalamadığını anlamaya başladım son günlerde.tıkanıyorum,boğuluyorum ve bunları sadece kendimle paylaşabiliyorum.'yaklaşık bir haftadır evden dışarı adımımı atmadım,günümün 20 saati odamda geçiyor' diyebilmeyi o kadar çok isterdim ki.kalabalığın içindeyim sürekli ama... bundan sonrası klasik haline gelen en büyük yalnızlık kalabalığın içinde olandır lafının biriki kelime oynanmış hali olacağı için devam etmiyorum.tek istediğim biraz kendimle başbaşa kalmak.
-biraz da buketten bahsedeyim.
-yukarı paragraftaki kelimeleri yazıp sonuna da noktayı koyduktan sonra yaklaşık bi 10 dakika elim klavyede öylece bekledim.sanırım o paragraf benim için artık sonuna kendi noktasını koymuş.umarım o aynı noktalardan kendine bir üç nokta çıkarmaz.çünkü ben o ilişkiyi zorunlu noktalama işareti kullanarak bitirdim.ben nokta,o ise virgül oldu,ama ikimizden bir noktalı virgül meydana getiremedik.o ilişkilerinin arasına virgül koymaya devam edebilir.ben ise bazı şeyleri çoktan noktaladım.nokta.
-madem ilişki işine girdik ilişkilere olan bakış açıma değinmeden geçmiyim.daha doğrusu 'değişen bakış açım'a.bu yazacaklarım tamamen benim bakış açımdır diyorum ve devam ediyorum.ilişki deyince aklıma ilk gelen kelime 'sahte' oldu nedense.kalkıp bana 'çok katısın çok büyük aşklar var,vay efendim sahteliğin yanından geçmeyen aşklar var onlara ne diyeceksin' diyebilirsiniz.hiçbirşey demem hatta üstüne şapkamı çıkarırım.sadece bir kişinin,başka bir şahısın 'herşeyi' olamayacağını iddia ediyorum.en büyük ilişkilerde bile sahtelik kavramı var bence.bunun duygularla da bir alaksı vardır demiyorum dikkatinizi çekerim.bu ucu açık bir iddia açıklama yapmayacağım siz düşünün düşünmek isterseniz.istemezseniz de ki en güzelini yaparsınız bence;sessizce devam edin çünkü son cümlemi yazıp konuyu değiştiriyorum.insan kendini zar zor taşırken başka sorumlulukların ağırlığını düşünmek bile yorucu.
-michael jackson..popun kralı dansların,tarzın ve eskimeyecek şarkılarınla her zaman bir numara kalacaksın.saygılar..
-devam ederim.yoruldum.iyi geceler..